TYT Türkçe Net Artıran Türk Klasikleri

Herkese merhaba arkadaşlar. Umarım hepiniz yeni okul senenize hazır ve iyisinizdir. Bu yazımda özellikle eşit ağırlık öğrencilerinin ve eşit ağırlık seçmeyi düşünen 9 ve 10. Sınıf öğrencilerinin mutlaka okuması gerektiğini düşündüğüm Türk klasiklerin

 


Sevgili arkadaşlar, bildiğiniz gibi kitap okumanın yararları anlatılmak ile bitmez. Kendinizi ve hayatı
tanımak için, kültürünüzü genişletmek için, okuduğunuzu anlamada gelişmek, hızlı anlamak için kitap
okumanın gerektiği kaçınılmazdır.


Bu kadar yararı olduğu için de toplum arasında “Boş zamanlarınızda kitap okuyun” gibi bir algı
olduğunuzu hepimiz biliriz. Kitap okuma alışkanlığı edinmek için bu algıya göre hareket etmek
kanımca haklı değildir. Kitap okuma alışkanlığı kazanmak için boş zamanlarınızı kitapla doldurmak
değil, kitaplar için boş zaman yaratmanız gerekir. Kitap okumayı bir meşgale olarak değil de bir iş
olarak görmek kitap okuma alışkanlığı kazanmanın en etkili yollarından biridir.


Bir de elbet de hangi tür kitaplar okumaktan hoşlandığınızı bilmek için kendinizi tanımalısınız.
Macera-polisiye romanları okumaktan da kendinizi alamayabilirsiniz farklı şekilde duygusal romanlar
okurken de kendinizi o kitaptan alamayabilirsiniz. 10. Ya da 11. Sınıfta olduğunuzu göz önüne
aldığımda hangi kitap türünü okumaktan hoşlandığınızı bulmanın tam zamanı olduğunu
düşünüyorum.


Ancak hangi kitap türünü okumaktan zevk aldığınızı bulabilmek, Dünya ve Türk klasiklerini okumaktan
geçiyor. Gerek AYT edebiyat kısmı için gerek kendi kişisel gelişiminiz ve genel kültürünüz için henüz
sıkı bir çalışma sürecine girmeden bu kitapları okumaya geç olmadan başlamak gerek. Bugünkü
yazımda önce Türk klasiklerinden başlayacağım.

- TÜRK KLASİKLERİ

1- SABAHATTİN ALİ


Sabahattin Ali, Türk Edebiyatı için çok önemli bir şahsiyet, yazar, şairdir. Sabahattin Ali’nin
romanlarını okumaya başladığınızda kullandığı akıcı üslubu, gerçekçi karakterleri ve betimlemeleri ile
kitabı bir an önce bitirmek ister, bitirdikten sonra etkisinden uzun süre çıkamazsınız. Belki de tüm
kitaplarındaki yaşanmışlıklar kendi hayatının ürünü olduğu için bu kadar okunasıdır.
Sabahattin Ali’nin 41 senelik kısa ömrüne sığdırdığı tek romanı herkesçe bilinen Kürk Mantolu
Madonna değildir. Her ne kadar Türk Edebiyatının mihenk taşlarından biri olup etkileyici bir roman
olsa da en az bu roman kadar güzel olan iki romanı daha vardır:


- İçimizdeki Şeytan
- Kuyucaklı Yusuf


“İçimizdeki Şeytan romanında:

Eserinin Türk Edebiyatındaki yeri 1930’larda Türkiye’de yaşanan sosyal ve siyasi
durumu ortaya koyması bakımından önemlidir. Sabahattin Ali bu romanında sosyal fikirlerin
toplumumuzu nasıl etkilediğini ortaya koymuştur. Romandaki kahramanlar entelektüel hayat yaşayan
ve çevresine faydalı olamayan tiplerdir. Sanatçı işte bu kişileri ve bu kişilerin yaşam tarzlarını
eleştirmektedir. Romanda sosyal olaylar içerisinde aşka da yer vermiştir. Romanda sanatçının kendi yaşamından da izler bulmak mümkün olmaktadır.” Romanın başkarakteri olan Ömer’in kendi içindeki
şeytanın esiri olduğu anları ve Macide ile arasındaki ilişki hayatı anlamaya dair önemli izler
barındırıyor.


Kuyucaklı Yusuf Romanında:


“Kuyucaklı olan Yusuf’un kendisini evlatlık alan Kaymakam’ın kızı Muazzezle olan aşkı ve onun
mutluluğunu istemeyen kişilerle mücadelesi anlatılmıştır. Köylünün zengin ve memur olan ayrıcalıklı
kesimle çatışmasının anlatıldığı sembol romanlardandır.”


Kürk Mantolu Madonna romanında:


Sadece Türk Edebiyatı ile kalmayıp Dünya Edebiyatı açısından da önemli bir yer edinen bu roman çok
içli, duygusal bir aşk hikayesini anlatmaktadır. 11. Sınıfta okuyup oldukça etkilendiğimi hala
hatırlıyorum. “Kürk Mantolu Madonna bir aşk romanı olmasının yanı sıra, konusunda hayata dair
olan derin psikolojik tahlillerde içermektedir. Romanın başkarakteri olan Raif Efendi’nin yaşadıkları ile
insanların yaşadıkları topluma yabancılaşmaları ve kalabalık içerisinde nasıl yalnız bir hayat sürdükleri
çarpıcı bir şekilde gösterilmektedir."


2- REŞAT NURİ GÜNTEKİN

- Miskinler Tekkesi romanında


“Türkiye'deki dilencilerin dünyasını ve cahil hocaları başarıyla tasvir eder. Güntekin'in en dikkate
değer eserlerinden biridir. Padişah II: Mahmut dönemi ileri gelenlerinden olup padişaha yakınlığıyla
tanınan Kocabaş Kazasker Şemsettin Molla'nın torununun hayatı üzerine kurulmuş bir kitaptır.
Padişahın ekmek kırıntılarının kat kat işlemeli bohça ve sedef kutularda saklandığı bir ortamda,
padişah dilencisi bir dedenin torunu olan ve hem Meşrutiyet hem Cumhuriyet dönemlerinde yaşayan
roman kahramanı, bir çeşit soyaçekimle, dilenciliği meslek edinir.”


Çok fazla bilinmeyen bir kitap olarak Miskinler Tekkesi, bir insanın nasıl dilenci olabileceğini anbean
insanın gözlerinin önüne seriyor. O çaresizliği en güzel üslupla okuyucuya ileten Reşat Nuri’nin en
sevdiğim eserlerinin başında Miskinler Tekkesi gelir.


- Damga romanında


Tavsiye edebileceğim bir diğer içli aşk hikayesi “Damga’dır”. Sevdiğinin adı lekelenmesin diye hayatını
harcayan bir adam ile adı lekeli olduğu için adamla beraber olmak istemeyen bir kadının hayatını
konu alır.
Hayatta fedakarlık yapmanın ne demek olduğunu anlayabileceğiniz, yine hayatı tanımak açısından çok
önemli bir kitap. O dönemin şartlarını da okurken fazlasıyla görebildiğiniz bu kısa Türk klasiğini
okumanızı tavsiye ediyorum.


- Acımak


Reşat Nuri’nin yine kısa bir romanı olan Acımak’ta aile içi ilişkileri ve sorumluluklar, gözler önüne
seriliyor. “Yazar, cumhuriyet öncesinde yeni mezun, idealist genç bir mülkiyelinin iş ve sosyal
yaşamdaki çatışmalarını ve uyumsuz ilişkilerini anlatırken, dönemin memuriyet yaşamına, köhne
yapısına ait önemli ipuçları da veriyor. Şehirden kasabalara sürüklenirken, ardında birer birer ilkelerini
de bırakan genç adam hatalı bir evlilikle korkunç bir sona doğru sürükleniyor.”

Reşat Nuri’nin 3 önemli eserinden bahsettikten sonra sıra Sait Faik Abasıyanık’a geldi.


3- SAİT FAİK ABASIYANIK


- Kumpanya


Kumpanya iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm canlı ve nükteli diyaloglar içerir. İkinci bölüm ilk
bölümün yarısından daha kısadır ve tuluat tiyatrosu ile ilgili ayrıntılı bilgiler de içerir. 1975 yılında
televizyon filmi olarak çekilen bu öykü Türk edebiyatı ve Sait Faik’i anlamak açısından önemlidir. Aynı
zamanda öykü kitabının içinde Kumpanya öyküsünden başka “Kriz” , “Gauthar Cambazhanesi”
öyküleri de yer alıyor.


Etkilendiğim diğer Sait Faik Abasıyanık öyküleri:
- Sinagrit Baba: Fazlasıyla ders çıkaracağınız bu öyküyü sizlere tavsiye etmede fayda
görüyorum.
- Son Kuşlar

- Semaver: romanında

1936’da yayımlanan 1. öykü kitabıdır. “Eser 19 öyküden oluşur. Getirdiği yenilik,
olay ve sürpriz sonuçlu alışılmış yapıya ters özgünlükle hemen ilgi gördü, yazarının adını
duyurdu. Ev yaşamının bir simgesi olmuş ana semaverine Ali’nin duyduğu duygusal tepkiyi
anlatan ilk öyküyü izleyen öteki öykülerden bazıları: Stelyanos Hristopulos Gemisi, İpekli
Mendil, Bohça, Birtakım İnsanlar, İhtiyar Talebe’dir.”

4- NABIZADE NAZIM


Belki bildiğiniz belki ilerideki edebiyat derslerinde öğreneceğiniz üzere Karabibik ve Zehra
romanlarının yazarı Nabızade Nazım’dır. Peki, bu romanların önemi nedir?
Karabibik, edebiyatımızdaki ilk köy romanıdır. İlk olması açısından okumak ve anlamaya çalışmak
edebiyata ilgisi olan her kişinin yapması gerekenlerden biri olduğu düşüncesindeyim. Bu romanın
ayırt edici özelliği, konusunu İstanbul dışından alan ilk eser olmasıdır. Hikaye, bir sorunu çözmese de
köylünün yaşayışından kesit kesit manzaraları gözler önüne sermektedir.
Zehra ise, roman geleneğinin ilk gerçekçi örneğidir. Yazarın natüralist akımı benimsemesinin sonucu
olan Zehra romanında psikolojik tahliller ağır basar. Karakterlerin tasvir ve tahlili son derece
başarılıdır. Bu sebeple yine ilk olması açısından okunmaya değer bir kitap olarak Zehra’ya da listemde
yer vermek istedim.


5- SAMİ PAŞAZADE SEZAİ


Belki de en önemli eserlerden birini sona saklamış bulunuyorum. Bir çırpıda okuyup bitirdiğim
Sergüzeşt adlı romanı, hem Türk edebiyatı açısından ilklerden biridir. Hem de yazarın kullandığı
üslubunun akıcılığı, karakterlerin tasviri çok başarılıdır. “Sami Paşazade Sezai’nin yazdığı bu romanda
gerçekliğe ve üsluba önem verilmiştir. Bu roman Recaizade Mahmut Ekrem’in “Araba Sevdası” gibi
edebiyatımızda romantizmden realizme geçişi sağlayan eserlerdendir.”
Romanın başkarakteri olan Dilber’in hayatı; esareti, insanın çaresizliğini, üzüntünün hissiyatını,
yalnızlığı en derinden hissetmemizi sağlayacaktır. Bu çarpıcı öyküye listemde yer vermesem olmazdı.

Sevgili arkadaşlar yazımda saydığım tüm eserleri kısa bir liste olarak tekrardan sıralayarak yazımın
sonuna geliyorum:

- KUYUCAKLI YUSUF - SABAHATTİN ALİ
- İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN - SABAHATTİN ALİ
- KÜRK MANTOLU MADONNA – SABAHATTİN ALİ
- MİSKİNLER TEKKESİ – REŞAT NURİ GÜNTEKİN
- DAMGA – REŞAT NURİ GÜNTEKİN
- ACIMAK – REŞAT NURİ GÜNTEKİN
- KUMPANYA – SAİT FAİK ABASIYANIK
- SON KUŞLAR – SAİT FAİK ABASIYANIK
- SEMAVER – SAİT FAİK ABASIYANIK
- KARABİBİK – NABIZADE NAZIM
- ZEHRA – NABIZADE NAZIM
- SERGÜZEŞT – SAMİ PAŞAZADE SEZAİ


Sevgili arkadaşlar, bugün sizler için okunması gerektiğini düşündüğüm Türk Klasiklerini, “Acaba Türk
klasiklerini okumaya nereden başlamalıyım?” , “Neler okumam gerek?” diyen arkadaşlarım için
derledim. Hepinize faydalı olmasını diliyorum. Keyifli okumalar, bir sonraki yazımda görüşmek dileği
ile.
BEYZA GÜL YILMAZ

Bu Yazıyı Sosyal Medyada Paylaş

Kitapİşler ile kitaplarını online sipariş edebilirsin

Evinde kal, biz senin kitaplarını evine gönderelim.

EĞİTİMİN KALİTESİNİN ÖNEMİNİ BİLİYORUZ!

Sen de İşler Yayın Grubu ile başarabilirsin!

Sen de bizimle birlikte başarabilirsin.